Multilingual veya polyglot olmak
“Polyglot” ve “multilingual” kavramlarını daha
önce duymuşsunuzdur. Türkçeye “çok dilli” olarak çevrilmiş her iki kelime de, iki dilden
fazla dil bilen demektir. İngilizce sözlüklere baktığınızda da aynı tanımla
karşılaşırsınız. Fakat ikisi aynı şeyleri mi ifade ediyor?
Hem evet, hem hayır.
Polyglot kelimesi, Yunancadan gelir. Multilingual
ise Latinceden. İkisi de çok-dilli olarak çevrilir.
Polyglot’lar kendilerini multilingual’lardan
ayırıyorlar. Onlara göre polyglot olmak için dil öğrenmeyi sevmek,
öğrenmek zorunda olmadan öğrenmek en belirgin fark.
İnsan zorunlu olarak ikiden fazla dil öğrenebilir. Mesela aynı evde üç farklı dil konuşuluyorsa, bir yerde farkında olmadan, istemeden öğrenim gerçekleşecektir. Veya kişi iş, eğitim gibi sebeplerle farklı ülkelerde yaşamak durumundaysa, o yerlerde konuşulan dili öğrenmek zorunda da olabilir. O zaman bu insanlara multilingual denmesinin daha doğru olacağını ileri sürüyorlar.
Luca Lampariello 10 dil bildiğini söylüyor. İtalyanca,
İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İsveççe, Rusça, Felemenkçe, Portekizce ve Mandarin Çince.
Size dillerle ilgili 3 popüler inanışı, deneyimleyerek nasıl
çürüttüğünü aktarıyor;
1. Söz konusu dillerin hepsini gezmeden, yaşadığı ülke olan
İtalya’da öğrenmiş
2. Bu dillerin çoğunu çocukken değil, yetişkin olarak
öğrenmiş. Birçok insanın yaşını, yeni bir şey öğrenmemek için bahane ettiğini söylüyor.
3. Günlerini dil öğrenmek için oturup çalışarak geçirmediğini,
kısa süreli fakat düzenli olarak dil öğrendiğini anlatıyor. Dilin
öğrenildiğini, oturup ders gibi çalışılmaması gerektiğini de vurguluyor.
Kendini bir polyglot
olarak tanıttığı sitesine şuradan ulaşabilirsiniz.
Bir diğer polyglot ise Conor Clyne. Kendisi aynı
zamanda Uluslararası Polyglot Derneğinin de başkanı. Okul yıllarında anadili
olan İngilizce ile bile sıkıntılar yaşayan Conor, sonraki 10 yıl içinde 10’dan
fazla dil öğrenmiş. Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Portekizce, Felemenkçe,
Rusça, Romence, İrlanda ve Katalan dili, bildiği diller arasında.
Gezmeyi ve gezerek öğrenmeyi seven Conor, dil öğreniminde
doğru yönteme vurgu yapıyor. Bu dilleri öğrenirken, kendisine sunulan kalıp
tekniklerden çıkıp, kendisi için doğru metodu yine kendisinin bulduğunu ve dil
öğrenmeyi eğlenceli hale getirdiğini burada anlatıyor.
Sizin tanıdığınız polyglot var mı?
Benim en az bir tane var.
Mustafa Kemal Atatürk de bir polyglot. Ulu önderimiz Atatürk
kaç dil biliyordu merak ediyorsanız, Hürriyet’in şu yazısına göre Arapça, Farsça, Latince, Fransızca, Japonca ve tabii ki
Türkçe.
Başka kaynaklarda İngilizce, Almanca ve Bulgarca bildiği de
söylenmekte. Aynı zamanda dil öğrenmeye olan sevgi ve hevesi, yakın çevresince
dile getirilen Atatürk, polyglot kelimesinin tanımına tam olarak uymakta.
Yorumlar
Yorum Gönder
Bir Yorum Bırakın